(*) Yazı, 27 nisan tarihinde basılan Kırmızı Gazete 9. sayısında yayımlanmıştır.
TOLGA DENİZ
Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde kitlelerin en fazla ilgisini çeken spor dalıdır futbol. Simon Kuper’in dediği gibi “futbol sadece futbol değildir”. Uzun yıllar boyunca insanları etki altında bırakmaya çalışan siyasi figürler futbolu kullanmıştır.
Ancak zamanla amatörlükten çıkıp endüstriyelleşen futbol, sadece kitleleri etkilemekle kalmadı belli bir zümreyi yasa dışı yollarla zenginleştirmeye de başladı. Futbolun yüksek hacimli gelir ve giderlerinin olması ve sektöre girmenin kolay olması kara para için bulunmaz bir nimet haline geldi.
Dilan Polat olayıyla hayatımıza giren kara para aklama işi esasında futbol sektöründe de yoğunlaşmış haldedir. Ancak futbol sektörü gerek yüzbinlerce taraftar etkisi gerekse kulüp başkanlarının siyasi figür olması nedeniyle denetlenmiyor. Şu an Birçok süper lig ve T.F.F 1.lig takımı, gerek bilet satışlarından gerek futbolcu maaş ve bonservislerinden, gerekse menajerlik ve bitcoin bağlantılarından dolayı soruşturma altındadır. Endüstriyel futbolla beraber sadece ülkemizde değil, bütün dünyada kara para aklama işleri yapılmaktadır.
Kara para, kaba tabiriyle yasa dışı yollardan sağlanan kazançtır. Bu kazancın futbol kulüplerinde nasıl gerçekleştiğini kısaca anlatmak isterim:
Bahis, Kumar, Uyuşturucu
Parayı aklamak için ilk önce yasadışı kazancınız olmalı. Bu kazanç, yasa dışı oynanan bahis, kumar ve uyuşturucu madde olabilir. Bu paranın miktarının totalde, otomotiv sektörünün kazancından oldukça fazla olduğunu unutmamak gerekir. Parayı sisteme sokmak için en etkin yöntem bir futbol kulübü satın almak ya da ona başkanlık etmektir. Bu şartlar sağlandıktan sonra;
- Sektöre parayı girmenin en kolay yolu bağışlardır. Futbol kulüpleri yasa gereği bağış alabilirler ve bağışlar hiçbir şekilde vergi ödemeksizin kulüp hesabına yatabilir
- Başkan veya yönetim kurulu, kulübe borç para verebilir ve böylece yasadışı gelen para başkandan borç alındı şeklinde hesaplara girilebilir. Bunu da kulübe cebimden düşük faizli borç verdim diyerek yapıyor başkanlar. Üstelik 7405 sayılı spor yasası; kulüp bir önceki yılkı gelirin yüzde 50’sini geçemez dese de şuan bu yasa hiçbir şekilde denetlenmiyor.
- Futbolcu bonservisleri 2 kulüp arasındaki bir işlem olduğundan, futbol takımı istediği bir futbolcuyu istediği rakama satabilir. Bu da kulüplere vergi denetiminden yoksun veya az olan ülkelere kâğıt üzerinde futbolcu satışı olanağı sağlıyor. Ya da Türkiye’de denetimi az yapılan alt liglerdeki takımlara transferlerle oluyor.
- Kulüpler, bilet satışları üzerinden de kara para sokabilirler. Bilet satışlarını kâğıt üzerinde gösterip, kulübe vergi ve aracı komisyon kesintilerini göze alarak para sokabilir.
- Yine kulüplerde, futbolcuya sözleşmeyle gereğinden fazla maaş ödemesi yapılabilir. Futbolcunun bu parayı bankadan çekip vermesi ya da menajeri aracılığıyla parayı tahsil etmesi kara para aklamanın en sık kullanılan yönetimlerindendir
- Kulüp storeları veya kulübe ait cafe, halı saha v.b. yerlerinden fazla satış yapıldığını göstererek para aklama işi de yapılmaktadır.
- Kulüplerin, futbolculardan imaj adı altında ödeme alması ve futbolcuların hayali imaj haklarını sözleşme gereği kulübe vermesi de bir yöntemdir.
- Kulüplerin, yüksek ölçekli mal alımları ve konaklama giderlerini de paravan şirketler üzerinden yaparak para akladıkları görülmüştür.
Bu sorun nasıl ortadan kalkar?
Futbolcular , kulüpler ve şirketler tarafından sadece kâr aracı olarak görülüyor, futbolcuların sözleşmeleri, bonservisler ve maaşlar üzerinden yürüyen bir ticari döngüye hapsediliyor, futbol kulüpleri, yatırımcılar için kâr merkezi haline geldi; kulüplerin asıl amacı sportif başarılar değil, ticari çıkarlar olmuştur. Futbol dünyasında transfer pazarlıklarında yoğun rüşvet ve yolsuzluk olmaktadır, kulüp yöneticileri ve menajerler arasındaki gizli anlaşmalar; futbolcular ve taraftarların aleyhine işliyor. Çoğu Kulüp yöneticileri kişisel çıkarlarını, futbol endüstrisindeki servetlerini artırmak için kullanmaktadır
Futbol kulüplerinde şeffaflığın ve hesap verebilirliğin sağlanması, kulüp yönetimlerinin, karar alma süreçlerinin ve mali yapılarının kamuoyu tarafından denetlenebilir olması gereklidir. Taraftarların kulüp kararlarına katılımının, yolsuzlukları önlemenin yanı sıra futbolun toplumsal işlevini de güçlendirecektir.
Kulüp üyelerinin ve taraftarların karar alma süreçlerine daha fazla katılması, futbol endüstrisinin geleceği için önemli bir dönüşüm olacaktır.
Endüstriyelleşmiş futbol yerine şeffaf ve toplum için futbol!