Geniş Bir Kitle Hareketi Yaratmalıyız

Geniş Bir Kitle Hareketi Yaratmalıyız

KADİM FIRAT

Her gün, Türkiye’nin her yerinde belediye işçilerinin emeği ile karşılaşırsınız.

Ayrıca deprem, sel, fırtına, yangında toplumun yardımına ilk koşanlardır belediye işçileri.

Bu hizmet alanında 1 milyona yakın işçi çalışıyor. Birbirinden farklı ücret, statü ve iş sözleşmelerinde yer alıyorlar.

Memur (135 bin), sözleşmeli memur (9 bin), işçi(38 bin), şirket işçisi (650 bin) ve taşeron işçi (bilinmiyor) şeklinde bölünmüşlerdir.

Yıllar içinde güvencesiz çalışma biçimlerinin çalışma hayatını nasıl esir aldığını sayılara bakarak da anlayabiliriz.

Bir zamanlar, bütün işleri norm kadrolu işçiler yaparken, bugün aynı işleri daha ucuza belediye şirket ve taşeron işçiler yapmaktadır.

Yıllarca taşeron firmalarda çalışan işçilerin bir kısmı 2018’de, hükümetin “kadro vereceğiz” sözü ile belediye şirket işçisi oldu. Fakat belediye şirket işçiliği gerçek kadro getirmedi. AKP Hükümeti işçilere kazık attı. Ücretler önemli ölçüde düştü.

1393 Belediyede sayıları 650 bini bulan şirket işçileri, sendikalara üyelikle birlikte toplu pazarlık sürecine dahil oldu.

4-5 yıllık toplu pazarlık sürecinde sendikaların teslimiyetini, siyasi partilerin emeğe üstenci yaklaşımını, toplu iş sözleşmelerinde “belediye sendika el ele işçiler sefalete” sürecini yakından izleme pratiğine tanık oldular. Bugün pek çoğu açlık sınırının bir miktar üstünde ücret alıyor.

2018’e göre ücretlerde düşüş, sosyal haklarda yükseliş var.

Sendikalardan umudunu kesen işçiler kendi aralarında örgütlenip, birlik, platform, dernek, sosyal medya ağı, telegram grupları, twitter hesapları kurdular. Taşeron Belediye İşçileri Bitliği (TABİB) bunlardan biridir.

Kadrolu ve güvenceli çalışma hakkını başat madde haline getirip seferber oldular. 52 günlük kamu ikramiyesi (6772 sayılı kanuna göre ilave tediye), iş saatlerinin düşmesi, iş güvencesi, eşit işe eşit ücret vb gibi talepler için çalışmalar yaptılar.

Sosyal medyada hastagh, alanlarda basın açıklaması, mecliste siyasi partilerle görüşüp soru önergesi, kanun teklifi verdirttiler, işyerlerinde toplantılar yaparak, örgütlenme ağını genişleterek etkili olmaya çalıştılar.

Mücadelenin belli bir yerinden sonra belediye şirket işçileri, kamuda çalışan taşeron işçilerle 12 Kasım 2023’te buluştu, Ankara’da ortak eylem yaptı. Yerel seçim öncesi bu eylemleri İstanbul, Adana, İzmir’le taçlandırdı.

Bu iki kesim cepheyi biraz daha büyüterek 4D statüsünde istihdam edilen kamu işçileri ile ortaklık kurdu. Bu üç kesim, birlikte 10 Nisan 2024 tarihinde Ankara Ulus’ta basın açıklaması yaptı. Talepler: Kadrolu ve Güvenceli Çalışma hakkı ve ücretlerde iyileştirmeydi.

12 Kasım ile başlayan sürecin en temel özelliği kamuda birleşik mücadelenin olanaklarını zorlamaktı. Ayrı ayrı yapılan çalışmaları mümkün olduğunca birleştirmek, güçlenmek, daha görünür olmak, siyaset üzerinde baskı kurmak gibi hedefler öncelendi. Seslerini geçmişe göre daha fazla duyurdular.

Farklı düşün –inanç dünyalarından gelen işçilerin birbirleriyle buluşması, sendika, siyasi parti, mezhep, milliyet farklılıklarını emeğin önüne koymadan diyalog kurmanın ve emek mücadelesinde birlikte yol almanın önünü açabileceğine dair beklentiler zamanla, birlikte davranmayı kolaylaştırdı.

Pek çok şey başarıldı fakat ikisini anmadan geçmeyelim.

Birincisi, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde çalışan şoförler asgari ücret alıyorlardı, yol ve yemek, mesai almıyorlardı, bekleme odası yoktu, araç yıkama tutarı işçilerin cebinden çıkıyordu.

Hızlıca örgütlenip 18 Mart 2024 tarihinde kurumun önünde basın açıklaması yapıldı. İşveren tarafı işçilerle görüşmek istediğini söyledi. Yapılan görüşmede, yemek sorunu çözüldü, fazla mesai verileceği söylendi, işçilere oda tahsis edildi, araç yıkama yerleri ile anlaşma yaparak paranın şoförlerden kesilmesi sonlandı.

İkincisi, Ankara, Erzurum ve Trabzon’da Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık Çağrı Merkezinin kapatılacağını gündeme geldi. Yıllardır hizmet veren 350 kişi işsiz kalacaktı. Sosyal medyada kampanya yapıldı, kurumlar ve yöneticiler etiketlendi.

Kurumda çalışan işçiler, 19 Nisan 2024’te Trabzon’da basın açıklaması yaptı. Eylem ve diğer çalışmalar başarılı oldu. İşçilerden gelen ve sokağa taşan tepkiler üzerine sözleşmeler 1 yıllığına daha yenilendi.

Her iki eylemden de görüleceği gibi, basit işbirlikleri bile bazı sorunların çözümünü sağlayabiliyor. Kamuda yaratılabilecek bir odak, işçi sınıfının diğer kesimlerinin mücadelesi için son derece faydalı olabilir, işçi dayanışması pratikte anlamına kavuşabilir.

Kamu’da yaratılan ortak mücadele zemininin büyümesi, derinleşmesi, yaygınlaşması işçiler için büyük kazanım doğuracaktır.

Emek örgütlerinin, işçi sınıfından yana olan herkesin kamuda son dönemde yaşanan hareketlilik ile bağlantı kurup, taleplerine sahip çıkmalı işçi muhalefetinin ilerlemesi için gerekli bir adımdır.

İşçi sınıfının mücadelesini en geniş zeminde ortaklaştırmak, kriz sarmalında yaşadığımız şu günlerde giderek önem kazanıyor.

Yazar Hakkında