Venezüella; Seçim hilelerine hayır!

Venezüella; Seçim hilelerine hayır!

Kahrolsun Maduro’nun diktatörlüğü! Tüm desteğimiz seferberliklere!

Unidad Socialista de los Trabajadores – Venezuela LİT-Cİ / Uluslararası İşçi Birliği- Dördüncü Enternasyonal

29 Temmuz Pazartesi günü Venezüella’nın emekçi mahallelerinin gençleri ve halkı, diktatör Nicolas Maduro’yu iktidarda tutan başkanlık seçimlerindeki hileye karşı öfkelerini göstermek üzere Caracas’ta ve ülkenin çeşitli şehirlerinde sokaklara döküldü. Diktatörlüğün yanıtı silahsız gençlere karşı acımasız bir baskı oldu; Yaşanan çatışmalarda şu ana kadar 11 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı, pek çok kişi kayboldu ve yüzlerce kişi hapsedildi.

 Seçim hilesine hayır!

“Boliburjuvazi “[1] diktatörlüğü, sandıklar kapandıktan altı saatten fazla bir süre sonra, tüm seçim günü boyunca oy tercihi açısından gözlemlenen gerçeklikle ya da sandıkların kapanışında sandık müşahitlerinin farklı sandık merkezlerinden duyurdukları sonuçlarla hiçbir şekilde tutarlı olmayan sonuçları açıkladı.

Ayrıca, tüm adayların aldığı ilan edilen oy yüzdeleri ile seçmen kütüklerinin toplamı arasında tutarsızlıklar olduğu göz önüne alındığında, YSK’nın açıklama sırasında eyalet, belediye ve sandık bazında sonuçların ayrıntılarını vermemiş olması da oldukça şüphelidir.

Diktatörlüğün şiddet kurumları Venezüella sokaklarında gençlere ve emekçi kesimlere ateş açarken, Brezilya PT’si – İşçi Partisi- ve sözde Latin Amerika “solunun” bir kısmı diktatörlük hükümetini kutluyor ve bunu “barışçıl, demokratik ve egemen bir gün” olarak tanımlayarak sahtekarlığı memnuniyetle karşılıyor. Söz konusu kesimler, Venezüella’daki ekonomik ve sosyal felaketin suçlusu olan bir burjuva diktatörlüğünü açıkça destekleyerek, gerçekte Latin Amerika’da sağ kanadın büyümesinden sorumlu olacaklardır.

Unidad Socialista de los Trabajadores (UST) – İşçilerin Sosyalist Birliği- olarak, olası bir Edmundo Gonzalez- Maria Corina hükümetinin ülkenin çokuluslu şirketlerin çıkarlarına tabi kılınmasını derinleştirmeye devam edeceği konusunda uyarıyoruz; ne eski Venezüella oligarşisine ne de anti-demokratik sürüklenişini derinleştiren “Boliburjuvazi’ye” güvenemeyiz. CNE -Yüksek seçim kurulu- tarafından açıklanan bu sonuçların, çıkarlarını garanti altına almak için diktatörlük yönelimini derinleştiren ve Venezüellalı kitleler tarafından geniş ölçüde reddedilmekte olan bir burjuva kesimini, “Boliburjuvazi’yi” iktidarda tutmak için gerçek bir seçim hilesi hayata geçirildi ve bunu açıkça kınıyoruz.

Bu sahtekarlığın sadece sonuçların açıklanmasıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda, yüzün üzerinde işçinin emek ve sosyal haklarını savunmak için mücadele ettikleri için tutuklandığı ve yargılandığı bir bağlamda yürütülen ve ilan edildiği günden bu yana anti-demokratik ahlaksızlıklarla dolu bir seçim sürecinin devamı ve sonucu olduğunu vurguluyoruz, Üç yüzden fazla siyasi mahkûmun tutuklanması, siyasi liderlerin seçimlere katılma hakkının elinden alınması, Maduro hükümeti tarafından partilerin suçlanması ve kaçırılması, başta sol partiler olmak üzere işçi sınıfının çıkarlarını temsil eden bir aday göstermeleri engellenen partilerin yasallıklarının geri alınması bu sürece eklenmeli.

Nicolás Maduro hükümetinin kapitalist, yozlaşmış, açlığa yol açan ve baskıcı bir diktatörlük olduğunu, yıllardır işçilere ve Venezüella halkına karşı vahşi kapitalist, işçi ve halk karşıtı bir rejim dayattığını, çalışan nüfusun ücretlerini keserek sefalet düzeyine  indirdiğini kategorik olarak teyit ediyoruz, Tüm işçi haklarını kısıtlayan, devletin üretim aygıtını ve kamu hizmetlerini yok eden, Venezüella çalışan nüfusunu açlık ve sefalet koşullarında tutarken, yerli ve yabancı işverenlere avantajlar sağlayan, işçilerin ve Venezüella halkının en temel ekonomik, sosyal, sendikal ve demokratik haklarını ellerinden alan bu rejim, şimdi de bu sahtekarlıkla işçilerin demokratik haklarına yeni bir darbe vurarak kendisini gayrimeşru bir şekilde iktidarda tutmayı amaçlıyor.

Maduro’yu destekleyen reformist solun söylediklerinin aksine, 2002’de Chavez’e karşı emperyalizm tarafından düzenlenen darbeye karşı sokağa çıkanlar ile bugün seferbeliklere katılanlar aynı yoksul insanlardır. Şimdi bu insanlar bir burjuva diktatörlüğünden, Diosdado Cabello’nun (Venezüella’nın ve Maduro’nun en büyük burjuvazilerinden biri) Boliburjuvazisinden nefret ediyorlar.

Şüphesiz ABD emperyalizmi Maria Corina Machado ve Edmundo Gonzalez’i destekliyor.  Onlara hiçbir şekilde güvenemeyiz. Emperyalistler, Venezüella’nın yarı sömürgeleştirilmesini derinleştirmek istiyorlar. Çin ve Rus emperyalizmi de Maduro’nun diktatörlüğünün sahtekarlığını destekliyor. Ayrıca ülkenin maden rezervlerinin yağmalanmasını genişletmek istiyorlar. Biz emperyalist tahakküme karşıyız ve İşçi sınıfının bağımsızlığını savunuyoruz.

Aynı şekilde Venezüella’daki siyasi krizi çözmek için askeri müdahale ya da emperyalist müdahale çağrılarını reddediyor, diktatörlüğü devirmek için sadece işçilerin ve halkın seferberliğine güveniyoruz.

Diktatörlük yenilgiye uğratılana kadar eylemler birleştirilmeli, derinleştirilmeli ve güçlendirilmeli.

Bekleneceği üzere, açıklanan hileli sonuçlar, ülkedeki halk kesimlerinin bu sonuçları reddetmesine ve reddetmesine neden oldu; bu nedenle 29 Temmuz Pazartesi günü öğleden sonra, başta başkent olmak üzere ülkenin farklı şehirlerinde hileye karşı önemli sayıda protesto ve halk seferberliği dalgası yaşandı. UST olarak bu protestolara koşulsuz desteğimizi ifade ediyor ve devam etmekte olan sahtekarlık yenilgiye uğratılıncaya kadar seferberliklerin, bağımsız bir şekilde geliştirilerek güçlendirilmesi, birleştirilmesi ve derinleştirilmesi çağrısında bulunuyoruz.

Maduro’nun diktatör hükümetinin Bolivarcı Ulusal Muhafızlar (GNB), polis güçleri ve colectivos olarak adlandırılan para-militer aygıtları aracılığıyla seferberlik halindeki emekçilere karşı uyguladığı baskıyı kınıyoruz. Raporlara göre şu ana dek çatışmalarda en az 11 kişi hayatını kaybetti ve kırk dört kişi de yaralandı.

Ayrıca burjuva muhalefet önderliğinin (Edmundo- María Corina Machado- MUD) kendilerini halk hareketlerinden ayırma girişimlerini ve seferberlik dalgasını kontrol etme, sakinleştirme ve disipline etme çabalarını da kınıyoruz. Bu tutumun temel nedeni, Burjuva muhalefetin harekete geçen kesimlerin çıkarlarına aykırı olan sınıfsal karakterlerinde aranmalıdır.

Buradan askeri ve polis güçlerine, özellikle de askerlere ve onların alt ve orta düzey komutanlarına, halka baskı yapmamaları, üst düzey yetkililerin gösteri yapan ve çoğu durumda komşuları, akrabaları ve tanıdıkları olan işçilere ve halk kesimlerinin sakinlerine yönelik baskı emirlerine uymamaları çağrısında bulunuyoruz.

Seçim hilelerinden de anlaşıldığı üzere, diktatörlük, halkın geniş çaplı hoşnutsuzluğuna ve reddine saygı göstermeyecek. Maduro şimdiden baskıyı sürdüreceğini ve derinleştireceğini açıklıyor. Bu nedenle, diktatörlük yenilgiye uğratılana kadar eylemleri birleştirmek, derinleştirmek ve bağımsız olarak güçlendirmek bir zorunluluk halini almıştır; diktatörlükle yüzleşme sürecine süreklilik kazandırmak, sokak eylemlerini sürdürmek ve diktatörlüğü devirmek için bir genel grev inşa etmek üzere atılacak adımları halk kesimlerinde ve işyerlerinde demokratik bir şekilde tartışmanın yerinde olacağını düşünüyoruz.

Bir kez daha görüldüğü üzere, Maduro diktatörlüğüne seçimler yoluyla son verme imkânı yoktur. Sadece kitlelerin doğrudan eylemleri bu diktatörlüğü yıkabilecek ve Venezüella’da kapitalizmin aşılmasının yolunu açabilecektir.

Kahrolsun diktatörlük!


[1] Hugo Chávez ve Nicolas Maduro hükümetlerinin petrol rantından, aralarında Silahlı Kuvvetler subaylarının önemli bir bölümünün de bulunduğu bir burjuva kesimi yararlandı. Chavizm yanlısı bu burjuva sektörler Boliburjuvazi olarak anılmaktalar.