FİLİSTİN DİRENİŞİNİN KAHRAMANCA MÜCADELESİNDE KENETLENELİM!

FİLİSTİN DİRENİŞİNİN KAHRAMANCA MÜCADELESİNDE KENETLENELİM!

LIT-CI (ULUSLARARASI İŞÇİ BİRLİĞİ-DÖRDÜNCÜ ENTERNASYONAL)

7 Ekim Cumartesi sabahı Filistin halkı cesur direnişinde yeni bir sayfa açtı. Siyasi parti Hamas, Gazze Şeridi çevresinde “El Aksa Fırtınası” adını taşıyan sürpriz bir koordineli eylem başlattı. “Artık Yeter!” sloganı taşıyan bir gencin sinyalini verdiği ve aynı anda havadan ve karadan gerçekleştirilen saldırı dalgasında, Siyonist işgalcilerin yerleşim yerlerine sızılarak işgal güçlerine mensup onlarca askeri öldürdü.

Direniş, şimdi bir zamanlar büyükanne ve büyükbabaları şiddet yoluyla sınır dışı edilen Filistinlilere ait olan hektarlarca araziyi geri alıyor. Unutmayın ki, bu yerleşimler Nakba’daki (planlı etnik temizlik yoluyla 15 Mayıs 1948’de ırkçı İsrail Devleti’nin kurulmasıyla sonuçlanan felaket) Filistin köylerinin enkazları ve Filistinlilerin cesetleri üzerine inşa edilmişti.

Bu kahramanca eylemin bir parçası olarak Filistinliler, Gazze’den 5.000 füze fırlattı. Karada, ele geçirdikleri İsrail tanklarının üzerinde geçit töreni yaptılar ve Filistinli siyasi tutuklularla (Şu an için 33’ü kadın ve 170’i çocuk olmak üzere 5.200) takas edilebilecek Siyonist askerleri esir aldılar. Ayrıca 16 yıldır devam eden ve 2,4 milyon Filistinlinin hapsedildiği dünyanın en korkunç açık hava cezaevi haline getirilmiş Gazze’ye yönelik katil Siyonist ablukayı oluşturan Teknolojik çitin bir kısmını da imha ettiler.

Yabancı pasaportlu yerleşimciler havaalanlarından ve çöller üzerinden kaçarken, İsrail’in suçlu başbakanı Benjamin Netanyahu ” Artık Savaştayız” açıklamasını yaptı. Sadece birkaç saat süren Siyonist bombardımanda, Gazze’ye yönelik tipik toplu cezalandırma gerçekleştirildi ve aralarında kadın, yaşlı ve çocukların da bulunduğu 200’den fazla Filistinli öldürüldü. Dar bir şerite sıkıştırılmış bir açık cezaevinden başka bir şey olmayan Gazze’de bir başka yıkıcı bombardıman daha yaşanmış oldu.

Ancak unutulmasın ki, Filistin halkının, dökülen kanı kahramanca direnişi için mayaya dönüştürmek gibi bir geleneği var. Bu bir tercih değil ama, 75 yılı aşkın süredir devam eden adil, örnek ve cesur bir ulusal kurtuluş mücadelesi.

Şurası çok açık ki, Gazze’de tekrarlanan Siyonist katliam, ABD emperyalizminin tam desteğini arkasına almıştır. Filistin direnişini hızla kınayan ve bir kez daha sahte bir şekilde terörist olarak damgalayan Birleşmiş Milletler’in (BM) ve dünya çapındaki hükümetlerin yaşananlar karşısında, suç ortaklığına sahip oldukları gün gibi ortadadır. Filistin halkı, enternasyonalist mücadelelerinin karşısında, örneğin Siyonist sömürgeciliğe ve cani Putin’in Ukrayna’da kışkırttığı savaşa karşı mücadeleleriyle ilgili olarak “iki farklı ağırlık ve iki farklı önlemi” görmekten ötürü haklı olarak içerlemektedirler. Bize gelince; Ulusal kurtuluşları uğrunda savaşan her iki halkın, yani Ukraynalıların ve Filistinlilerin direnişinin saflarındayız.

Aynı hükümetler, yalnızca 2023’te 250’den fazla Filistinlinin ölümüne yol açan korkunç “Nakba’nın” devam etmesi karşısında sessizliklerini koruyorlar. Her gün bir Filistinli öldürülüyor ki bu emperyalist diplomasinin yayınlarında tek bir satır bile yer bulmuyor ya da en iyisinden “her iki taraftan” bahsediyorlar – İsrail’in bir saldırgan ve sömürgeci olduğunu ve Filistinlilerin, sömürge, işgal ve apartheid altındaki bir halk olduğunu görmezden geliyorlar. Bu ikiyüzlü diplomasi, askeri teknolojilerin ithalatı da dahil olmak üzere, apartheid Siyonistleriyle yürütülen karlı ilişkilerinde kapitalist hükümetlere meşruluk zemini kazandırıyor.

Bu durumun en iyi yansımalarından biri de, çevre bölgelerdeki yoksullara, yerlilere ve siyahi halklara yönelik soykırımda kullanılan silahların aynısına sahip olan Brezilya’nın durumudur. Tıpkı Lula’nınki gibi, “Filistinlilerin dostu” olduğunu iddia eden, utanmadan zalimi ve mazlumu eşitleyen hükümetlerden söz ediyoruz ve şimdi de Filistin direnişini küresel ölçekte kınayanlar korosuna katılmaları uzun sürmüyor. İsrail’deki Apartheid rejimi ile suç ortaklıklarını rahat ve ihtiyatlı bir şekilde sürdürerek “mezarlık barışı” anlaşmalarına geri dönülmesini talep ediyorlar. Bir yandan da Lübnan gibi ülkelerde Araplar Filistin direnişine coşkun bir şekilde koşulsuz destek gösterileri düzenliyorlar. İşte bizim tarafımız burası.

Dünyanın dördüncü büyük savaş gücü İsrail’in aslında ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koyan Filistinlilerin kahramanca direniş eyleminden bir gün önce, işgal güçleri işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus kenti yakınlarında Shufa ve Huwara köylerinde dört Filistinliyi öldürdü. Bu köyler 2023 yılının başından bu yana yerleşimcilerin Filistinlilerin evlerini ve araçlarını ateşe verdiği şiddetli bir katliam dalgasıyla karşı karşıya kalmıştı. Üst üste beşinci gün, bir Yahudi dini bayramının ortasında, diğer Siyonistler El Aksa camisine girdi. Kudüs’ün Eski Şehri’nin Yahudileştirilmesi ise tüm hızıyla devam ediyor.

Siyonist sömürgecinin tüm bu acımasız şiddeti, “Oslo’nun çocukları” olarak adlandırılan Filistin’in yeni mücadele kuşaklarını açıkça silahlı direnişe yöneltmiş durumda. Onlara “Oslo’nun çocukları” denmesinin nedeni, 30 yıl önce Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile İsrail arasında imzalanan ve ABD emperyalizminin aracılık ettiği Oslo Anlaşması’nın yol açtığı felaketlerin sonuçları altında doğmuş olmaları ve hayatlarında tek bir gün bile barış yüzü görmemiş olmaları, işgal yöneticisi Filistin Yönetimi’nin İsrail’le güvenlik iş birliğinde de acı çekmiş olmalarıdır.

Filistin halkı yeni bir İntifadanın -halk ayaklanması- eşiğinde. Irkçı İsrail Devleti ile ilişkilerini normalleştiren ve Filistin halkının ulusal kurtuluşunu engelleyen zalimlere karşı, komşu ülkelerdeki mazlum Arap halklarının bu harekete katılmaları bir zorunluluk. UİB-DE -Uluslararası İşçi Birliği/Dördüncü Enternasyonal- ve onun tüm dünya çapında partileri olarak, Filistin halkının kahramanca ve tarihi direnişine koşulsuz desteğimizi ilan ediyoruz.

Tüm ezilenleri ve sömürülenleri Filistin halkının mücadelesiyle kenetlenmeye, dayanışmaya, gösteriler düzenlemeye ve her şeyden önce İsrail’e karşı merkezi BDS (Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar) kampanyasına katılmaya çağırıyoruz. Bu anlamda, dünya çapındaki hükümetlerin Siyonist apartheid rejiminin gerçek yüzünü görmelerini ve özellikle askeri ambargoyu teşvik ederek, sömürgeci ve cani İsrail devleti ile olan tüm anlaşmaları derhal bozmalarını talep ediyoruz.

Nehirden denize özgür Filistin!

Yaşasın Filistin halkının kahramanca direnişi!

LİT-Cİ

Uluslararası İşçi Birliği/Dördüncü Enternasyonal

Yazar Hakkında