Bu yazı 15 yıl önce (2007) Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından Hakkı Yükselen tarafından yazılmış ve Red dergisinde yayınlanmıştı. Bu ülkede neyin ne kadar değiştiğini de okuyucunun takdirine bırakarak yazıyı tekrar yayımlıyoruz.
Hrant Dink öldürüldü. Katil (büyük ihtimalle) 1990, Trabzon doğumlu bir genç. Muhtemelen yaptığının suç olduğunu bile bilmiyor! Nasıl bilsin ki? Gözünü açtığından bu yana neler görmedi ki bu çocuk…
Neler görmedi, neler işitmedi ki! “Ermeni dölü Apo”dan başlayalım isterseniz. Sonra “ölü ele geçen sünnetsiz terörist”lerle devam edelim. Yıllar önceki “Ermeni ihaneti”ni; asıl soykırımı Ermenilerin yaptığını” da unutmayalım. Her adımda ayağımıza dolanan “fesatlar sarmalını”; Süryanilerin, Ermenilerin, Kürtlerin “hain planlarını” da…
Ya da ne gördü ki bu çocuk…
Psikolojik harpten başka. Kürt avından, her taşın altından çıkan zincirleme faşist çetelerden, milliyetçi medyadan başka. Irkçılığıyla övünen büyüklerinden, her biri şoven milliyetçi partilerden, “komutan açıklamaları”ndan, vatan haini listelerinden başka…
Neydi o mahkeme kapılarındaki sloganlar; yumurta ve domates yağmurları, yumruklar, küfürler, Kerinçsizler…
Hem Deniz Baykal söylememiş miydi, Trabzon’daki linç girişimlerinin vatandaşların “milli hassasiyetleri”nden kaynaklanan tepkiler olduğunu. Belki bu çocuk da oradaydı. Öyle ya, o da Trabzonlu. Belki bir yandan, “Apo posteri asıp bayrak yakan” komünistleri tekmelerken bir yandan da eserini cep telefonunun kamerasıyla ölümsüz kılıyordu. Asker uğurlaması, şehit cenazesi, maçlarda İstiklal Marşı üçgeninde ömür tüketmek yetmemiş olacak ki, bir de Hrant Dink’i öldürdü, vatani hizmet tertibinden. Öyle ya bir ömür Kürt’e, Ermeni’ye sadece küfrederek, cephe gerisi hizmetle geçmez ki!
Şimdi cinayetle suçlanıyor. Belki de mahkemede “Hayret bi’şey ya!” şaşkınlığıyla büyüklerine bakıp “Ben Ermeni öldürmenin bir suç olduğunu bilmiyordum; bu da nerden çıktı şimdi?” diye soracak, bunca yıllık görgü ve bilgisinin birikimiyle. Öyle ya “vatan hainlerini” öldürmek ne zamandan beri suç oldu? Bakın ne diyor bir tosuncuk, bir internet sitesinde: “Sonuçta iyi bir gelişme, güzel bir temizlik. Ben de bu ülkede yaşıyor ve vergimi ödüyorum. Benim de düşüncelerim ülke genelinde temsil edilmeli. O Ermeni ile aynı havayı solumak istemiyorum. Onun gibi yüzbinlerce köpeğin de temizlenmesini istiyorum.” Eh vergisini ödediğine göre hakkıdır, ister. İşte vaziyet bu.
Kurşun Türkiye’ye sıkılmışmış… saldırı toplumun huzur ve sükununaymış… tam da Ermeni tasarısına, Kerkük meselesine denk gelmişmiş… dış güçlerin işiymiş… zaten katil de Ermeniymiş… Hadi ulan ordan! Bunun adı, düpedüz FAŞİST CİNAYETTİR ve yaptığıyla gurur duyan bir faşist tarafından işlenmiştir. Tetikçiyi azmettirenler de sizlersiniz.
Hrant Dink’i öldürdünüz; kına yakın!
Hakkı Yükselen