Paris’te Silahlı İşçiler

Paris’te Silahlı İşçiler

İşçi Hareketinin Görkemli Bir Sayfasının Dersleri

Francesco Ricci                                                                                   18 Mart 2021

Lenin ve Troçki’nin hiçbir tereddütleri yoktu ve bunu her zaman tekrarladılar: Ekim 1917’nin zaferi, Bolşeviklerin 1871 Komünü üzerine yaptıkları ayrıntılı inceleme sayesinde de mümkün oldu [1].

Öte yandan, Fransız sosyalizmi ve onun devrimler tarihi (1789’dan 1794’e, 19. yüzyılda 1830’lardan 1848’e (Haziran) kadar), Marx ve Engels’in kendi detaylandırmalarının üç kaynağından biriydi. (İngiliz ekonomisi, Ricardo ve Alman felsefesi: Hegel ve Feuerbach).

Bu nedenle, bugün Komünü, zaferlerini ve hatalarını incelemek önemlidir. Anma takvimine atıfta bulunan retorik bir egzersiz değil, akademik bir çalışma değil, gelecekteki devrimlerin zaferini inşa etmeyi amaçlayan bir çalışma.

Topların gecesi

17-18 Mart 1871 gecesi, Cumhuriyetçi Thiers hükümetinin askerleri, Belleville’e [Paris mahallesine] gönderildikten sonra, Ulusal Muhafızların Paris’e bakan Montmartre tepesine yerleştirdiği 271 topu ve 146 makineli tüfeği geri almaya çalıştı. Ama ön planda kadın komitelerinin (aralarında Profesör LouiseMichel’inki) yer aldığı proletarya, yolu kapatır ve askerleri emirlere itaatsizlik etmeye, generallere karşı ayaklanmaya davet eder. Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi’nin yönetiminde şehrin tüm sinir merkezlerini işgal edilmesi ve hükümetin merkezi olan Hotel de Ville’yi ele geçirmesi ayaklanmanın başlangıcıdır. Burjuva hükümet başkentten kaçar ve komşu Versay’a sığınır.

Tarihteki ilk “Sovyet” tipi yapı

Ulusal Muhafız, 1789-1794 devriminden kalma eski bir kurumdu. İlk Fransız devrimi sırasında, esasen burjuvazinin bir aracıydı; 1848 devriminde ilk işçi ayaklanmasına karşı burjuva karşı devriminin araçlarından biriydi (Haziran); 1871’de ise başka bir şeydi.

Yeni bir cumhuriyete (burjuva hükümetin önderliğindeki) kapıları açmış, III. Napolyon’un Bismarck’ın Prusyalılarına [2] karşı savaşta yenilgisinden sonra 1870’de yeni üslerde yeniden kurulmuştu, 1871’de artık bir işçi milisiydi. Paris’te üç yüz bin silahlı işçi, Marx’ın o günlerde yazdığı gibi, burjuvazinin önündeki ana engeli oluşturuyordu. Hükümetin işçileri ekonomik krizin (ve savaş borçlarının) bedelini ödemeye zorlama girişiminin önünde bir engel. Bu nedenle, Thiers daha önce onu (Ulusal Muhafız) dağıtmaya, küçültmeye, ardından maaşlarını kaldırmaya ve ardından silahsızlandırmaya çalışmıştı.

Sanayi işçileri ve zanaatkârlardan oluşan bu yeni Ulusal Muhafız, kendi yapısı ve organlarına sahipti [3]. İşçiler Paris’te yüksek bir yoğunluğa sahip nispeten gelişmiş bir sınıftı: 70.000 işçi tersanelerde çalışıyordu, diğer büyük yoğunlaşmalar Govin lokomotif fabrikası, Louvre silah fabrikası vb. idi. Ve Ulusal Muhafızlar, bir bakıma, 1905’in devriminde ve yine Şubat 1917’de Rusya’da doğan işçi ve asker konseylerini (Sovyetler) öngören bir yapıya sahipti.

İki aylık işçi hükümeti

Ayaklanma ve hükümet sarayı ile Paris’in alınması, ordunun bölünmesi ve kapitalist yönetimin bir yapı olarak dağılması, yani burjuva devletin devrilmesi, tarihteki ilk işçi hükümetinin doğum eylemlerini oluşturur. Sadece iki ay sürecek bir hükümet.

Toplumu tüm yönleriyle devrimle değiştiren iki ay. Komünarların çok sayıda günlük gazetesi vardı. Yeni iktidarı organize etmek için çok sayıda günlük meclis vardı: buluşma yerleri yeterli değildi, bu nedenle papazlar ve haçları kiliselerden atıldı ve her yer işçi iktidarının idaresi için bir araca dönüştürüldü.

İktidarın ele geçirilmesinden birkaç gün sonra, burjuva parlamenterlerin (yeni Cumhuriyet tarafından seçilen) Versay’a kaçışının ardından, Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi, başka bir parlamentoyu değil, tam olarak yasama, yürütme ve yargı yetkileri üstlenen bir Komünü (yaklaşık doksan üyeli), seçmek için yeni seçimler çağrısında bulundu. 

İşçi hükümeti derhal bir dizi önlem alacaktı: fabrikalara el konulması ve işçilerin kontrolü altında yeniden örgütlenmesi, boş evlere el konulması ve işçilere dağıtılması, ücretsiz tıbbi yardım (ve kadınlara kürtaj hakkı), eğitimde kapsamlı reform (artık burjuvazinin bir aracı değildi), kilise mülklerinin mülksüzleştirilmesi…

Bu önlemlerin sadece bir kısmı fiilen uygulandı. Zaman yetersizdi, hükümetin tek sesli ve tutarlı bir liderliği yoktu. Her şeyden önce, birbiriyle henüz savaştan çıkan düşman Fransız ve Prusya burjuvazilerinin, işçi devrimini ezme zamanı geldiğinde yeniden tam bir ortaklıkla gerçekleştirdikleri saldırıya karşı, yeni iktidarı derhal savunmak gerekiyordu. Paris silahlarla kuşatılmıştı ve eşi görülmemiş bir katliam gerçekleştirmek için istila edilmişti (burjuvazi yüz binden fazla kişiyi yargıladı, binlercesine işkence etti). 28 Mayıs 1871’de Thiers hükümet birlikleri (Bismarck’ın yardımıyla yeniden oluşturuldu) son barikatı yıkarak Paris’i geri aldı.

Komünün hataları, sınırları ve çelişkileri

Marx ve Engels, Komünü hemen “işçi hareketinin en büyük olayı” olarak tanımlasalar ve burjuvaziye karşı ölümüne mücadelenin gelişmesini desteklemek için durmadan çalışsalar da, Komün’ün hatalarını ve sınırlarını göstermekten asla vazgeçmediler; ve (Komünün çöküşünden sonra), bu yenilginin derslerinden yararlanmak ve yeni ve daha kalıcı zaferlere doğru ilerlemek için öğretileri, olumsuz olanları bile yaymaya çabaladılar.

O günlerde yazılan düzinelerce mektupta ve sonraki her metinde, devrimci hareketin iki ana komünist lideri, özellikle bu büyük deneyin başarısızlığına neden olan bazı noktalara işaret ettiler. Burada, Marx’ın Komün hakkında işaret ettiği olumsuz derslere özet olarak işaret edeceğiz. Bunları iki noktada özetleyebiliriz.

Birincisi: Komün tarafından etkin bir şekilde uygulanan ekonomik önlemler  (özellikle Proudhoncu bileşenin sorumluluğu nedeniyle, yani anarşist ve reformist) yetersizdi. Özellikle, üretim araçlarının burjuva mülkiyetinin kamulaştırılmasını teorileştirirken ve kısmen uygularken, Komün, Merkez Bankası önünde eğildi ve Bankaya el koymak yerine kredi istedi.

İkincisi: siyasi-askeri tedbirler yetersiz, geç ve karışıktı. Versay’a kaçan hükümete saldırmadı, Paris’i yeniden örgütlemedi ve kuşatma başlamadan önce bekledi ve sonra başkentin silahlı savunmasını örgütlemeyi de erteledi, aciz subaylara güvenerek silahlı hazırlık yapan düşmanlara karşı rahat davrandı. Devrimin düşmanlarına karşı “kızıl terör”ün, Engels’in de hatırlattığı üzere, uygulamadan daha çok reklamı yapıldı veya “aşırı iyi” şekilde uygulandı. Devrimin diğer büyük Fransız şehirlerine yayılmasına öncelik vermek yerine, ki siyasi yalıtılmışlığı gerçekten kırmanın tek yoluydu, Komün kendi içine kapandı ve Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi “zaman kaybetti” (Marx’ın ifadesini kullanan Troçki) ve fethettiği iktidarı seçilmiş bir yapıya bırakmak istedi. Böylece, Komün seçim çağrısı yaptı (resmi olarak “genel oy hakkı” çağrısıydı, ancak burjuvazi büyük ölçüde kaçtığı ya da sessiz kaldığı için sadece işçiler katıldı).

«Tarihsel ağırlığın başlangıç ​​noktası»

Marx’ın, çelişkileriyle, sınırları ve hatalarıyla, öznel niyetleriyle, genel anlamda ifade ettiği gibi, “Komün tarihteki ilk işçi hükümetiydi”. Marx’ın, yenilgiden kısa bir süre önce Kugelmann’a yazdığı bir mektupta bunu ifade etti: “Acil sonuç ne olursa olsun, evrensel tarihsel ağırlığın bir başlangıç ​​noktası fethedildi” [4].

Marx neyi kastediyordu? Özellikle, Komün’ün pratikte sonsuza dek öğrettiği (ve bu bin program ve metinden daha değerliydi), işçilerin burjuvazinin devletini basitçe “fethedemeyeceği” ve onu kendi çıkarlarına “dönüştüremeyeceği” gerçeğini. Bu devletin, kurumları, parlamentosu (en demokratik olanı bile), silahlı kuvvetleri “parçalanmalı”; imkansız olan “barışçıl reform” çalışması yerine devrimci bir kopuş gereklidir; yani ayaklanma ve iç savaş (süresi ve yoğunluğu ve şiddeti devrimcilerin seçimine değil, egemen sınıfların üretim ve mübadele araçları üzerindeki mülkiyetlerini savunmak için gösterecekleri direnişin derecesine bağlıdır).

Devrimle alaşağı edilen burjuvazinin devletinin yerini, işçi mücadele örgütlerine, işçi devletine dayanan farklı bir devlet almalıdır. Burjuvazinin diktatörlüğünün (büyük çoğunluk üzerinde küçük bir azınlığın diktatörlüğü) yerini proletarya diktatörlüğünün (toplumda büyük çoğunluğu oluşturan) alması gerekir. Başka bir deyişle, sahte ve formel burjuva demokrasisine ve onun kurumlarına dayanamayacak, çoğunluğun talepleri temelinde merkezileşmiş ve planlanmış başka bir ekonomi: başka bir devlet gereklidir, başka bir demokrasi. Komün işçilerinin kahramanca (ve ne yazık ki başarısız) girişimleri sonucunda, Marx, tarihte ilk kez bir proletarya iktidarı biçimine ulaşıldığı fikrine vardı. İlk kez bir işçi hükümeti kurmuşlardı; çünkü ilk kez burjuvazinin hükümetini tamamen yok ettiler ve o zamana kadar olan sınıf işbirliği politikasını (işçi temsilcilerinin burjuvazinin hükümetlerinde mevkileri işgal ettiği ve böylece işçilerin çıkarlarını burjuva çıkarlarına tabi kıldığı, sınıf mücadelesini sınıfların varolmayan «ortak çıkarlarına»  feda ettiği)  çürüttüler… (örneğin, Şubat 1848’de Fransa’da, Louis Blanc’ın burjuva hükümete girmişti.)

Bu gerçekten temel ağırlığın “teorik” bir fethiydi (pratikte ortaya çıktı). İşçi hareketinin (hain önderlikler altında) bu “fethi” terk ettiğinde ve burjuvazi ve hükümetlerine karşı sınıf bağımsızlığından vazgeçtiğinde her seferinde çıkmaza girmesi tesadüf değildir. Tüm reformist, yani karşı devrimci politikaların merkezinin, her zaman işçileri burjuva hükümetle işbirliğine ikna etmekten ibaret olması tesadüf değildir.

20. yüzyılın başında Sosyal Demokrasi tarafından yürütülen ve Birinci Dünya Savaşı katliamında burjuva hükümetlerine desteğine yol açan tüm ihanet politikası; Burjuva hükümetlere doğrudan destek ve katılım sağlayan 1930’ların Stalinizminin rehberlik ettiği sözde “halk cepheleri” politikasının tamamı; çağdaş “resmi” reformizm tarafından temsil edilen sosyal demokrasinin tüm siyaseti; Reformizmin işçi hareketine yol açtığı tüm yenilgiler, Parisli işçiler tarafından “nihayet keşfedilen biçim”in inkârına dayanıyor. Bu nedenle, yalnızca burjuvazi değil, aynı zamanda her türden reformizm (ve aynı zamanda anarşistler) tarihin o sayfasını inkar etmek veya en azından tahrif etmek için her şeyi yapıyorlar. Tarihin bu sayfasının tamamen devrimcilere ait olmasının nedeni budur.

Komünist bir parti olmadan hiçbir devrim kazanılamaz ve gelişemez

Ama yeniden inşamız ve öğretilerimiz için, (Marx, Lenin ve Troçki’nin görüşüne göre) yenilgilerinin ana nedeni hakkında bir şey söylemeseydik, eksik olurdu. Komün’ü inceleyen tüm büyük devrimci liderler, bir partinin tutarlı bir Marksist önderliğinin yokluğundan dolayı başarısız olduğu konusunda hemfikirdir. Tarihte “kendiliğinden” hiçbir devrim gerçekleşmedi. Her zaman yönler vardır: Bu yönlerin nitelikleri, devrimin zafer şansını belirler.

Aslında, zamanın solunun tüm akımları (Neo-Jakobenler, Proudhonistler, Bakuninist anarşistler, Blanquistler) Komünde mevcuttu ve liderlerin çoğu Uluslararası İşçiler Birliği’ndeydi (yani, Birinci Enternasyonal), ve yalnızca birkaçı Enternasyonalin çoğunluğunun pozisyonlarına yakındı. Yani, Marx ve Engels’in görüşleri (Kapital’in 1867’de yayınlanan ilk kitabından Marx’ın ana metinleri, Fransa’da komünar liderleri tarafından bile büyük ölçüde bilinmiyordu ).

O halde, işçi hareketinin çeşitli akımlarıyla bağlantılı örgütlerde eksiklik yoktu. Hatta bir partinin embriyosu bile vardı (Eylül 1870’de doğan, burjuvaziye karşı bir sınıf muhalefeti programına dayanan, öncü militanlardan oluşan bir örgüt olan Yirmi Bölge Merkez Komitesi). Ancak, çeşitli örgütlerde bulunan ve bazen (nadiren) Komün’deki öncü görevlerden sorumlu olan az sayıdaki Marksist henüz kendi partilerine sahip değildi [5]. Bu, Komün’ün önderliğindeki salınımların, kararsızlıkların, gecikmelerin ve devasa hataların nedenini açıklıyor. Ve aynı zamanda, Paris ayaklanmasından birkaç hafta önce, Marx’ın neden sınıf mücadelesinin, devrimci işçilerin o kayıp partiyi inşa etmesine izin vereceğini umduğunu da açıklar [6].

Komün’ün başarısızlığı, krize ve dolayısıyla Birinci Enternasyonal’i (Engels’in ifadesiyle, “reformistlerin ve devrimcilerin saf bir birliğine” dayanan) yeni bir enternasyonali (“tamamen Marksist” partilere dayanan) kurmak için, dağıtma kararına götüren ana unsurdu [7].

Troçki’nin belirttiği gibi, 1917 Petrograd Komünü’nün Paris’teki gibi katledilmemesine izin vermeyen ve proletaryanın etkili bir diktatörlüğünün kurulmasını sağlayan (Stalinizmin sonraki çalışmaları sayesinde bir şekilde yok edilmiş olsa da) tam da Rusya’da “tamamen Marksist” bir partinin (Bolşevik parti) varlığıydı. [8].

Yüz elli yıl önce tarihteki ilk işçi hükümetini kuran işçilerin bize bıraktıkları temel öğreti şudur: gelecekteki devrimler, ancak nasıl yapılacağını bilirlerse, kendilerini dayatacak ve sosyalizme doğru gelişmeyi de başaracaktır. Kapitalist yönetimi yıkmak ve zaferi kazanmak için vazgeçilmez araçlar olan tutarlı Marksist partileri (yani bugün Troçkistler) ve tutarlı bir şekilde komünist Enternasyonal’i (yani bugün Dördüncü Enternasyonal’i) inşa edin.

————————–

Notlar:

[1] Devlet ve Devrim’in büyük bir kısmı, Lenin’in Ekim devriminin arifesinde yazdığı kitap ve Bolşevik liderin programatik olarak partiyi “yeniden silahlandırdığı” tüm ana metinler (örneğin, “Nisan Tezleri”) 1871 Komünü’ne atıfta bulunulmuştur.

[2] Prusyalılar: Almanya’nın Bismarck liderliğinde Alman ulusal birleşme sürecine komuta eden ve Fransa’yı mağlup eden Prusya bölgesi.

[3] Şubat 1871’in sonunda, Milli Muhafız taburlarından iki bin delegeden oluşan bir meclis, anayasasını Cumhuriyetçi Federasyon olarak onayladı. Programın ilk noktası, daimi ordunun kaldırılması ve onun yerine işçi milislerinin konmasıdır. Burjuva devletinden kopuşun ilanı ve kendisini tek silahlı kuvvet olarak dayatarak “silahlı kuvvetlerini” çözmenin yoludur.

[4] Marx’tan Kugelmann’a mektup, 17 Nisan 1871 (Brezilya Baskısı: K. Marx ve F. Engels, Seçilmiş Eserler , Alpha-Omega, cilt 3, s. 263, bt. ).

[5] AIT’nin Paris’te, Serrailier, Marx tarafından gönderilen doğrudan bir temsilcisi vardı. Onun dışında, Marx, Paris’te yalnızca bir başka lidere güvenebilirdi: Macar doğumlu işçi Leo Frankel ve bazı izole Marksistler, örneğin, Marx’ın Paris’e gitmesi için cesaretlendirdiği Rus asıllı bir militan olan genç Elisabeth Dmitrieff. Mart 1871 ve Kadınlar Birliği’nin lideri olacağını söyledi. Marx’ın ayrıca (Komün’deki en ilginç figür) Eugene Varlin ile yazıştığını ve Varlin’in kendisine, Serrailier’e ve Frankel’e (büyük ölçüde kayıp) çeşitli mektuplar yazdığını biliyoruz.

[6] “Cumhuriyetçi özgürlüğün sınıf organizasyonu üzerinde çalışmak için sunduğu tüm olanakları sakince ve kararlılıkla kullanalım.”. Marx, Fransa’daki İç Savaş ikinci “Enternasyonal Genel Konseyi Manifestosu” nda (9 Eylül 1870) (Brezilya Baskısı: K.Marx ve F. Engels, Seçilmiş Eserler , Alpha-Omega, cilt 2) , s. 57, ndt. ).

[7] Engels: “Bir sonraki Enternasyonal’in, Marx’ın kitapları birkaç yıl etkisini gösterdikten sonra, tamamen komünist olacağına ve ilkelerimizi doğrudan propaganda edeceğine inanıyorum” (A. Sorge’ye Mektup, 12 Eylül 1874 (Brezilya Baskısı: K. Marx ve F. Engels, Seçilmiş Eserler, Alpha-Omega, cilt 3, s. 275, dipnot ).

[8] 1930’lardan çeşitli metinlerde (aşağıdaki bibliyografik nota bakınız), Troçki, Marx ve Lenin’in Komün hakkındaki klasik analizini günceller ve bunun proletarya için etkili bir diktatörlük değil, sadece bir embriyo olduğuna dair yorumlar yapar: tam da çünkü, bir sovyet embriyosu (Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi) mevcut olsa bile, reformist akımlarla yüzleşen (Bolşeviklerin 1917’de Menşeviklere ve Sosyal Devrimciler’e karşı yaptığı gibi – SR) ve yok eden politik olarak, proletarya diktatörlüğünü hedefleyen tutarlı bir komünist program için işçi mücadele örgütlerini kazanan öncü bir Marksist partiden yoksundur. 

1871 Komünü’nü tanımak için okumalar

1871 Komünü hakkındaki bilgilerini derinleştirmek isteyenler bu okuma yol haritasını kullanabilirler (maalesef, Marksizm klasiklerinin metinlerinin bir kısmı dışında, bu konudaki en yeni ve en ilginç tarih yazımı neredeyse tamamen Fransızcadır) .

Notlar:

1) Karl Marx, Fransa’da İç Savaş (düzinelerce baskıda bulundu), Marx’ın Birinci Enternasyonal için Fransa-Prusya Savaşı ve Paris Komünü üzerine yazdığı en önemli metinleri içerir.

2) VI Lenin, Devlet ve Devrim  (çeşitli baskılarda mevcuttur). Lenin’in Marksizm ve Devlet hakkındaki temel metnidir. Bütün bir bölüm 1871 Komünü’ne adanmıştır.

3) VI Lenin, Proleter Devrimi ve Dönek Kautsky . Kautsky’ye karşı polemik ve sınıfların üstüne yerleştirilmiş soyut bir devlet anlayışı hakkındadır. Komün meselesi de burada merkezidir.

4) Leon Troçki, “Le lezioni della Comune” (1921) [Komünün dersleri], C. Talès’in kitabının önsözü, La Commune de Paris (İtalyanca baskısı: Iskra, 1970).

5) Leon Troçki, Terörizm ve komünizm . Troçki’nin 1919’da yazılmış temel bir metnidir; Lenin’inkinden daha az bilinen ikinci bir “anti-Kautsky” oluşturur. Fakat bazı açılardan proletarya diktatörlüğünü reformizmin revizyonist saldırılarına karşı savunmada daha da etkilidir.

6) Jean Bruhat, Jean Dautry, Emile Tersen, La Comunedel 1871 (İtalyanca baskısı: Editori Riuniti, 1971). Kesinlikle Komün’ün en iyi tarihidir, en güvenilir olanıdır (görüşleri her zaman paylaşılamasa da).

7) Bernard Noel, Dictionnaire de la Commun e [ Komün Sözlüğü ] (Fransızca, Mémoire du livre, 2000), Komün olayları, kahramanları ve isimleri arasında kaybolmamak için çok yararlı bir sözlüktür.

8) Charles Rihs, La Commune de Paris, Paris Komünü, yapısı ve öğretileri ] (Fransızca, Ed. Du Seuil, 1973). Komün hakkındaki en iyi eleştirel metindir. Komün’e ve onun çatışmalarına katılan işçi hareketinin çeşitli akımlarının derinlemesine bir incelemesini içerir.

9) Jean Dautry, Lucien Scheler, Le Comite Central Républicain des vingt arrondissements de Paris [ The Republican Central Committee of the Twenty Districtsof Paris ] (Fransızca, Editions Sociales, 1960). Temel bir metindir, aslında Komün arifesinde doğan ve liderlerinin bireysel olarak merkezi bir role sahip olduğu işçi partisinin embriyosunu derinlemesine inceleyen tek metindir.

10) Michel Cordillot: Eugene Varlin (Fransızca, Ed. Ouvrières, 1991): Komün’ün en ileri işçi liderinin en son (ve iyi belgelenmiş) biyografisi (Marksizme yaklaşımı zorbaların mermileriyle kesildi).

11) Son olarak, Marx, Engels, Lenin ve Troçki’nin Komün hakkındaki konumlarının bir analizi (yirminci yüzyılın tarih yazımının sağladığı Komün hakkındaki bilgilerin ışığında yeniden okundu) şu adreste bulunabilir: F. Ricci, « La Paris Komünü (1871): Petrograd Komünü’nün öncüsü (1917) », Portekizce ve İspanyolca olarak Marxismo Vivo n dergisinde yayınlandı . 16, 2007 ve yeni bir düzeltilmiş ve geliştirilmiş çeviride, bu özel yazıda.

Yazar Hakkında