Görüyorum ki, bir an önce varmak istiyorsun oraya.
Gerginsin
Kıpır kıpırsın, soluk soluğasın, yay gibisin ey yolcu
Coşkunluğun ne güzel, öfken ne güzel
Sana selam, sana saygı
Ey yolcu…
Ahmet Doğançayır, Ahmet abi, Komutan Ahmet… Hepimizin kıymetlisi, kara deryalardaki feneriydi… Ellerimizden kayıp gideli 3 yıl olmuş. Devrimci Troçkist hareketin Türkiye’deki sancılı ilk adımları onun adı anılmadan mutlak eksik kalacaktır. Stalinist, ulusalcı, sınıf işbirlikçi, aşamacı değil, Devrimci, enternasyonalist, işçi sınıfı merkezli, kökleri Bolşevizmde yatan bir akımın bu ülkedeki ilk harcını karanlardandır o. 12 Eylül karanlığından başı dik çıkmaktır onun adı.
Ahmet Doğançayır’ın olduğu yerde mutlak surette bir devrimci hücre mayalanmaktadır. O varsa bir önderler kuşağı da boy vermektedir. Onun olduğu yerde birimize vurulan fiske yanıtsız bırakılmaz. Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz içindir. Onun olduğu yerde Kapitalist düzen dikiş tutmaz, zalimle uzlaşılmaz. O varsa rekabet, yarışma, haset uzak dursun bizden denir, güven, kardeşlik, ahde vefa tohumların anasıdır. Zor zamanlarda hareket sırtlanılır, sahipsiz bırakılmaz. O varsa süreklilik vardır; devrimde, parti inşasında, yoldaşlıkta…
Her akım, militanlık tarzından, siyasi metoduna, toplantı düzeneğinden, söylemine bir geleneği miras alır. Böylesi bir akımın saflarına katılan tüm militanlar, o andan itibaren sadece o programın ve politik metodolojinin saflarına katılmış olmazlar, aynı zamanda o geleneğin ve değerler bütünün de parçasına dönüşürler. Ahmet Doğançayır böyle bir geleneğin ve değerler bütününün başlıca yaratıcılarındandı. İşte adı bu yüzden hiç unutulmuyor. Onunla gurur duyuyor, ondan hala ilham alıyor, onu çok ama çok özlüyoruz.
Topraktan ateşten ve denizden doğanların
En mükemmeli doğacak bizden…
Kırmızı Gazete Yayın Kurulu