Lula-Alckmin Hükümeti Yerli Halkları ve Çevreyi Göz Ardı Ediyor

Lula-Alckmin Hükümeti Yerli Halkları ve Çevreyi Göz Ardı Ediyor

Waldemir Soares, CSP-Conlutas Çeviri: Pınar Başol

Lula-Alckmin’in seçim vaatlerini unutması için, 200 günden daha az bir süre yeterli oldu.

Şimdiki hükümet, şüphesiz Bolsonaro’nun yerli halklara uyguladığı soykırım politikalarını ve çevreye yönelik yağmacı tutumunu değiştirmek için seçildi.

Ulusal Kongre’nin mevcut yapısının büyük mülk sahiplerinden oluşması, endüstriyel tarım şirketlerini desteklemesi ve çoğunun önceki yönetim ile 8 Ocak’taki darbe girişimini desteklemesi de yeni bir haber değil.

Şimdi bulunduğumuz nokta, gezegenin korunması için tamamen elverişsiz bir yol ayrımı. Hükümet bu tehlike yerine, ekonomik sistemin finansal çıkarlarının gözetilmesini garanti altına almak üzere oluşturulmuştur. Bu gerçekliği görmemiz gerekiyor.

Endüstriyel Tarım Şirketleri Lehine Manevralar

Meclis Başkanı Arthur Lira (PP-Alagoas) tarafından 24 Mayıs’ta gerçekleştirilen tarım endüstrisinin hizmetine yönelik manevralar, naifliğin ya da amatörlüğün mevcut bağlamda yeri olmadığının ve toplumsal hareketin sokakları terk etmemesi gerektiğinin açık bir örneğidir.

Lira, aşırı sağ politikalara ve politikacılara olan desteğini hiçbir zaman gizlemedi. Tam tersine, Jair Bolsonaro ve onun soykırımcı ekibi için kampanya yürüttü. Bu nedenle yerli halkları ve çevreyi korumaları ancak “dünyanın düz olduğuna” inanacak kadar cahil olanlar için anlam ifade edebilir.

Endüstriyel tarım hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Sadece ekonomi açısından da değil. Bugün itibariyle tarım endüstrisinin, parlamenterlerin 2/3’ünün oluşturduğu Temsilciler Meclisi’nde bir sandalyesi bulunmakta. Sığır yetiştiricisi Carlos Fávaro (PSD-MT) ile Tarım, Hayvancılık ve Tedarik Bakanlığı’nı elinde tutmaktadır ve ulusal ekonominin en çeşitli sektörlerinde temsil edilmektedir.

Bu nedenle, yerli halkların ve çevrenin korunması söylemi yanıltıcıdır. Aslında Brezilya tarım burjuvazisinin çıkarlarını temsil etmektedir, sistemin kendisini besleyen parasal hedeflerin dışında değildir.

490 sayılı Geçici Çerçeve sözleşmesinin acil olarak oylanmasının nedeni, ekime ayrılan arazilerin genişletilmesi için esas oluşturması ve yerli bölgelerinin sınırlarını belirleme yetkisinin yürütme gücünden, yasama gücüne devredilmesidir. Başka bir ifadeyle, toprakların sınırlarının belirlenmesi süreci Yerli Halklar Bakanlığı’ndan (MPI) alınıp Adalet ve Vatandaşlık Bakanlığı’na yani toprak sahiplerinin destekçisi olan Flávio Dino’ya (PSB-MA) verilmektedir.

Hükümetin, Temsilciler Meclisi genel kurulunda MP 1.154’ün onaylanmasıyla bir zafer olarak kutladığı şey, eski politikanın ve onun en menfur çıkarlarının sona ereceğine samimiyetle inanan seçmenler ve toplumsal hareketler için bir yenilgiydi aslında.

Toprak sahipleri için ise Atlantik Ormanı biyomunun çevresel korumasını zayıflatan kararnamesinin onaylanması bir zafer oldu. Oylamada 364 lehte ve 66 aleyhte oy kullanıldı. Yani, federal yönetimin kendisi, yerli halkların korunması konusunda sessiz kalmasına ek olarak, çevrenin korunmasına karşı oy kullandı.

İki yüz günden daha kısa sürede ortaya çıktı

Demokratik özgürlükleri savunmak gerekli, ancak bir gezegenimiz olmadan bu haklar da anlamsızdır. Ulusal Kongre’nin mevcut yapısı, ne yerli halkların soykırımını ne de çevre için “geri dönülmez noktaya” varılmasını engelleyecektir.

Seçim kampanyası vaatlerini terk eden hükümetin politikalarına bakılırsa, gelecekte, yerli halkların haklarına ve çevrenin korunmasına yönelik daha derin saldırılar gerçekleşecektir.

Yerli halk ve çevrecilerin Temsilciler Meclisi’nde uğradığı bu yenilgi, savaşçıların kanlarıyla kazanılan tarihi hakları garanti altına almaya yönelik siyasi gösterileri teşvik etmek ve kitlelerden gelen güçle siyasi bağımsızlığa duyulan ihtiyacı açığa çıkarmak için itici bir güç olsun.

Kapitalizm altında yerli halkların ve çevrenin korunması söz konusu olamayacaktır. Ailton Krenak’ın dediği gibi, barış yanılsaması sadece her şeyin aynı kalmasını sağlar: beyazlar insanlarımızı sömürmeye, köleleştirmeye ve öldürmeye devam eder. “Göğün çöküşü” başlar.

Makale www.pstu.org.br adresinde yayınlanmıştır.

Yazar Hakkında