Yükselen Trumpizmin gölgesinde zafer…
B. Turgut
34 yaşında. Suriye’li sanatçı eşi ile flört uygulamalarından tanışmış. Aday olduğu ve temmuz ayında yapılan ön seçim sırasında adını bilen neredeyse kimse yoktu. Ancak mucize bir yükselişle, temmuz ayındaki %1’lik oyunu, seçimde %51’e çıkardı. Biri eski vali olmak üzere, 2 rakibini azımsanmayacak bir farkla yendi.
Seçimlerde, 2 milyon kişi oy kullandı. Bu sayı son 50 yılın en yüksek katılım oranı. Geniş kitleler hiçbir seçimde oy kullanmazken bu seçime daha çok teveccüh etmiş görünüyorlar.
Trump’ın “o bir Komünist” demesine bakmaz isek, aslında Demokrat Parti içinde var olan Amerika Demokratik Sosyalistleri (DSA) akımı üyesi. Daha önce 2016 ve 2020 seçimlerinde aday olan Bernie Sanders, temsilci Alexandria Ocasio-Cortez gibi sol figürlerin desteğini aldı. Ancak daha önemlisi, 90.000 kişiden oluşan bir aktif destekçi ordusu kurdu. DSA, New York’ta üye sayısını 13.000 kişiye kadar çıkardı.
Çok aktif olarak sosyal medya üzerinden yürütülen kampanya, bu destekçi ordusundan gelen katkılardan oluşuyor. Mamdani etrafında oluşturulan umutlu ve güleryüzlü profil, sosyal medyayı oldukça aktif olarak kullanıyor. Önce tanınırlığın, ardından desteğin artmasını sağlayan faktörlerden biri de bu.
Rakipleri Cuomo ve Adams’ın cinsel ve finansal skandallarla seçim boyunca yüzyüze olması yanında, aslında mevcut statükoyu fazlasıyla temsil etmeleri, genç oy desteğinin Mamdani’nin karizmatik, değişim imajı lehine akmasında rol oynadı.
Mamdani, New York’ta aşırı artan kiralara karşı piyasayı regüle edeceğini söyleyerek konut krizine müdahale edeceğini duyurdu. Çocuk bakımları için ücretsiz devlet kreşlerinin ve bakım evlerinin açılması, ücretsiz toplu taşıma ve şişirilmiş fiyatlara karşı ucuz marketler kurulacağı gibi vaatlerle, gevelemeyen net bir program ortaya koydu. Bu programın en özgün yanı, bu işlemlerin bazı teşviklerle değil, zenginlerden alınacak vergilerle finanse edileceğinin duyurulması.
Ayrıca İsrail soykırımcılığına karşı tüm ABD şehirlerine yayılan milyonlarca insanın tepkisini de arkasına aldı. Diğer iki aday, Yahudi toplumunun oyunu kazanmak için İsrail’ i ziyaret edeceklerini söylerken, Mamdani, eğer Netanyahu New York’a gelirse onun savaş suçlusu olarak tutuklanacağını bildiriyordu. Tutuklanacaklar listesine Hindistan’da Müslüman katliamını tertiplediğini söylediği Modi’yi de dahil ediyordu.
Demokrat Parti’nin Krizi
Ülkemizdekine benzeyen bir şekilde, 2024 başkanlık seçimlerinde Trump’a karşı yenilginin ardından Demokrat Parti ciddi bir krize girmişti. Parti, Donald Trump’ın -yine benzer şekilde- giderek vites büyütmesine, göçmenlere, LGBTQİ+ topluluğuna, kadın haklarına yönelik kapsamlı saldırısına karşı oldukça korkak bir ataletin içinde idi. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi özellikle, Charlie Kirk suikasti, aslında Mormon tarikatına bağlı biri tarafından yapılmasına rağmen, aşırı sağ bu suikastten Sol-sosyalist kesimleri sorumlu tutarak yükselen bir sağ dalga yaratmaya başlamıştı. Tüm ülkeye yayılan “şimdi cevap sırası bizde” örgütlenmesine karşı, Demokrat Parti, kendisini daha da merkezci bir pozisyona oturtmaya çalışıyordu. Seçmenleri kazanmak için mutfak masraflarının öne çıktığı bir kampanya ile bir tür “ekonomik asgari program” öneriyordu.
Demokrat Parti yönetimi, aşırı radikal bulduğu Mamdani’nin bu perspektifle adaylığını engellemeye çalıştı. Demokrat Parti’nin mevcut statükosu, aslında, Mamdani’yi “New York için kesinlikle yanlış bir seçim” olarak değerlendiriyordu. Senatör Chuck Schumer ve Temsilci Hakeem Jeffries gibi Demokrat liderler, ön seçimlerde Mamdani’yi desteklemeyi ret ettiler. Demokrat Parti’den New York Temsilciler Meclisi üyeleri Laura Gillen ve Tom Suozzi, Mamdani’nin politikalarını sürekli eleştirdi.
Demokrat partili eski liberal valinin ön seçimde yenilmesine rağmen bağımsız bir aday olarak seçime girme inadında da devam eden bu eğilim, Bloomberg gibi süper zenginlerin desteğini de arkasına alıyordu.
Mamdani’nin başarısının Demokrat Parti’yi ılımlı merkezde tutmaya çalışan sağ politikaya karşı çıkanların elini güçlendirdiğini söylemek gerekir. Yaklaşan başkanlık seçimleri öncesi, Demokrat Parti içinde DSA akımının temsilcilerinin (muhtemelen Cortez’in) adaylığını güçlendirdiği de görülebilir.
İlerici Adaylar…
Mamdani’nin seçim vaatlerini gerçekleştirmek için ciddi bir finans kaynağı yaratması, bunu, radikalönlemler ile şekillendirmesi zaruri. Zira Trump, “komünist” olarak nitelendirdiği Mamdani’nin seçilmesi durumunda kentin federal fonlarını keseceğini söyledi. Bu baskının seçim başarısı balayının ardından Mamdani için bir uzlaşı arayışı yaratacağından nerdeyse emin.
Mamdani, Demokrat Parti’nin “merkezci” ekibinden destek almaya çalışarak Washington’da parti liderleri, üst düzey parti bağışçıları ve büyük şirket yöneticileriyle görüştü. Bu döneme söyleminin giderek sağa kayması eşlik etmeye başladı. Lafını sakınmadan Filistin yanlısı tutumundan, iki devletli çözüme taraf olduğunu dile getiren pozisyonları savunmaya başladı. New York onur yürüyüşünde, alana girmesi yasak olan polis teşkilatı ile samimi pozlar verdi.
Bernie Sanders’ın 2016’daki ilk başkanlık kampanyasının ardından, “sosyalist” Demokratların adaylığında bir artış yaşandı. Alexandria Ocasio-Cortez gibi onlarca DSA adayı ön seçimlerde ortaya çıktı. Ancak bu adaylardan başarılı olanlar, Cortez dahil, giderek sağa kayıyor.
Örneğin, Cortez 2023’te demiryolu işçilerinin grevini kırmayı destekledi ve İsrail’in Demir Kubbe füze savunma programı için ayrılan fonların kesilme önerisine karşı oy kullandı.
Sanders ve Cortez’in Demokrat Parti’nin çelik yasalarına ve dolayısıyla mevcut rejimin siyasi aygıtına katılması için Mamdani’ye içerden omuz atacakları oldukça açık görünüyor.
Özellikle Kirk cinayetinden sonra şehit mitiyle kitleselleşen ve ağlarını genişleten aşırı sağ hareketin varlığı karşısında, liberal burjuvaların ve Amerika’nın “âli menfaat” sahiplerinin desteğinin alınması için “programın” esnetilmesi gerektiği düşünülüyor. Bu her şeyden önce Mamdani şahsında cisimleşen, zenginlerin vergilendirilmesi programından da sapmayı kaçınılmaz olarak gündeme getirecek. Nitekim, Trump, liberal burjuvaları “Komünizm geliyor” korkusu ile etkilemeye devam edecek.
DSA yönetiminin “bu yaman çelişkisi”, onun sınıfa karşı sınıf programına doğru sola direksiyon kırmasını engelleyecek bir temel arzediyor.
Devrimci programa yaslanmış bir aygıtın yokluğu, bu sürecin, kitleler açısından bir umudun daha sönümlenmesine neden olacağını gösterebilir. Ancak tarih matematik kurallarını izleyerek ilerlemez. Ülke çapında giderek güçlenen Trump’ın seçimlerde yüksek oy aldığı yerlerin bu kez Mamdani lehine yön değiştirdiğine bakılırsa, gelecek bir dizi bilinmezlik içeriyor.
Bu durumda sonucu belirleyecek ana faktör, ABD işçi sınıfının çıkarlarını uzlaşmaz ve pazarlığa tabi olmayacak şekilde savunacak, örgütlenmiş bir partinin yaratılıp yaratılmadığıdır. Sosyalist ilerici adayların seçim galibiyetleri, daha önce tüm kıtada benzer örnekleri ile yaşanmış, ancak bahsettiğimiz yokluklar nedeniyle, ardından gelen gerici dalgalara engel olamamıştır.
Mamdani’nin seçilmesinin ardından işçi sınıfı örgütlerinde ve geniş yoksul kitlelerde oluşan umudun, devrimci gruplarca, bu yönde örgütlenip örgütlenemeyeceğini zaman içinde göreceğiz.
Diğer durumda olacak olan ise havada dolaşan yıkıcı öfkenin sayılı bir dönem için Demokrat Parti saflarında “konuk” olacağı gerçeğidir.




