2011 yılında “Arap Baharı”nı başlatan Tunus devrimi, Arap kitlelerinin ve dünya üzerindeki devrimciler ve aktivistlerin çoğu için sadece bir model olarak değil, işçi sınıfının iktidarı ele geçirmesini sağlayabilen toplumsal boyuta ulaşamamasına rağmen “tek muzaffer devrim” olarak kabul edi...
Bugün yaşanan halk direnişinin önemi, üç ana noktada kendini ifade ediyor. Birincisi: Kitlelerin, Kudüs’ü asıl sakinlerinden gasp etme ve Batı Şeria’yı ilhak etme bağlamında işgale meşruiyet kazandırmayı amaçlayan “yüzyılın anlaşması” adındaki emperyalist projeyle y...
Geçen hafta El Salt hastanesinde oksijen ünitesi yetersizliği nedeniyle dokuz COVID-19 hastasının ölümünden sonra Ürdün’de başlayan protestolar, pandeminin neden olduğu basit bir öfkeden daha fazlasını yansıtıyor. Aslında bu seferberlik, sosyo-politik birikimlerin kaçınılmaz bir son...
Şubat 2021’de Myanmar’da gerçekleşen askeri darbe, hem ABD emperyalizmini, hem de Avrupa’yı rahatsız etti. Avrupa Komisyonu darbeyi kınarken, ABD Başkan Joe Biden yeni yaptırımlarla tehdit etti. Kapitalist Çin rejimi, “Çin, Myanmar’daki ‘dost’ partilerin anaya...
Ürdün monarşisi, rejimin içerisindeki yoğun çatışmayı, neoliberaller ve bürokratlar arasındaki, yönetmeyi başardı. Aynı zamanda aşırı sağcı dini kanatlardan, sözde sol güçlere kadar en zıt siyasi partileri evcilleştirmeyi başardı. Ancak bu monarşi, bugün gençlik oluşumlarının ve öğretmenl...
2011’de Tunus’ta alevlenen devrimci Arap ayaklanmalarından on yıl sonra, Tunus’ta demokratik haklar Bin Ali’nin diktatörlük rejimine kıyasla daha iyi bir düzeye ulaşmıştı. Ancak asıl çelişki, yani kitleleri daha önce de harekete geç...







