İşçisiz “Demokrasi”den Gelmeyecek “Baharı” Beklemek
Esat Erdoğan 1. Önemli bir cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimini geride bıraktık. Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalırken, meclis çoğunluğunu AKP ve MHP’nin liderlik ettiği Cumhur İttifakı kazandı. Seçim sonucunda, ilk olarak, hiçbir işçi adayın parlamentoya girememiş...
KİLİDİN ANAHTARI İŞÇİ SINIFIDIR
Hakkı Yükselen Seçimler “yarı demokratik” ve tamamen eşitsiz koşullarda gerçekleşti. Ayrıca pek çok bölge ve sandıkta iktidar koalisyonu yararına hile ve usulsüzlük, YSK listelerinde de ciddi “kaydırmalar” olduğu anlaşılıyor. İlk elde ortaya çıkan sonuçlar rejim...
SAĞ VE DAHA FAZLA SAĞ
Ziya Zarif Türkiye’de, 28. Dönem parlamento seçimleri tamamlandı ve Millet İttifakı (esasen yalnızca CHP) ile Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan oluşan muhalefet bloku, kitlelerinin beklentilerini karşılayamadı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kürt vilayetleri muhalefetin...
SEÇİMLERE AZ KALA
Hakkı Yükselen Seçimlere çok az kaldı. Heyecan had safhada. Ancak bu sadece seçimlerin sayısal sonuçlarıyla sınırlı bir duygu yoğunlaşması değil. Endişe yönü ağır basıyor: Hem Türkiye’yi nasıl bir geleceğin beklediği konusunda, hem de seçim sürecinde...
1915: MEDZ YEĞERN VEYA HER ŞEY VATAN İÇİN!
Hakkı Yükselen - Nisan, 2014 Nisan, bizim memlekette, eğer daha beter bir durum yoksa geleneksel olarak “soykırım” tartışmalarıyla geçer. Bütün gözler ve kulaklar bir ay boyunca ABD Kongresi’nden gelecek habere kilitlenir. 24 Nisan, Ermenilerin “Medz Yeğern” (Büyük...
SEÇİMLERE AZ BİR ZAMAN KALA…TARİH BİZE BORÇLU MU?
Hakkı Yükselen Saray rejimi saflarında, daha önce de vurguladığım iki eğilim, giderek daha hissedilir bir hal alıyor. Bunlardan biri “panik ve dağılma” eğilimi; birtakım işaretlere bakıldığında bir noktadan sonra çığırından çıkabilecekmiş gibi görünüyor. Şu...
KIRMIZI GAZETE 1. SAYI ÇIKTI…
KIRMIZI GAZETE-1.SAYIİndir
AKŞENER’İN GİDİŞİ…
HAKKI YÜKSELEN Akşener, “6’lı Masa’nın diğer 5 bileşenine yönelik son derece ağır sözler ve siyaseten saldırgan bir tavırla Millet İttifakı’ndan ayrıldı. Patlak veren sorunun “seçilebilir aday” konusuyla ilgili olmadığı açık. Bunlar, biz “ölümlülere” has duygularla...
DEPREMDEN SONRA -1
Toplumun kahir ekseriyetini oluşturan emekçi ve yoksullar çeşitli felâketler eşliğinde giderek ağırlaşan bir “beka” (hayatta kalma) sorunuyla karşı karşıya olsalar da bu rejim altında devleti yönetenlerin başka dert ve önceliklerinin olduğu depremle birlikte bir kez daha ortaya çıktı. Doğal nedenlerin ardına saklanmak isteseler de, yer üstünde kendi elleriyle hazırlayıp büyüttükleri bir felâket karşısındaki başarısızlıkları çok sert eleştirilere neden oldu. Felâketin açığa çıkardığı acı gerçekler ve bu gerçeklerin yaygın bir biçimde ve yüksek sesle dile getirilmesi, zaten uzun süredir burnundan soluyan muktedirlerin daha da asabileşmesine neden oldu. Öfke ve endişelerinin görünür nedeni çürüyen rejimin vardığı nokta ile ilgili görünse de, ortada iktidar sahiplerinin sınıfsal bilinçlerinden kaynaklanan bir “refleksin” de olduğu düşüncesindeyiz
İnsani yas süreçleri ve Hız Faşizmi Üzerine
Tekbir seslerinin ve selaların eşliğinde ve enkaz altında hala hayatta olanlar bile varken molozlar bir yandan kaldırılmaya başlandı.
AKP insanlara ne başına geleni anlama-idrak etme hakkı tanıyor, ne de yas biçimlerini yaşama hakkı. Bu konu muhalefetin de kafasını karıştırıyor sanırım. Hız hep olumlu bir şey olarak algılanıyor.
Duyguların ihtiyaç duyduğu zamansallığı es geçiyor. Kimi zaman muhalefet bu hızı zorlayan bir konum bile tutabiliyor. Oysa şu an talep edilmesi gereken 1 ay kadar alana dokunulmaması, insanlara yaslarını yaşayacak bir alan ve zaman tanınması. Alevi ve Hristiyanların özgün süreçlerine saygı gösterilmesi gibi şeyler.
Türkiye tarihinin en büyük doğal afetinde, böylesi büyük bir kolektif yas sürecinde 1 yıl içinde şehirlerin yeniden yapılacağının söylenmesi doğrudan insanı es geçen, önemsizleştiren bildik bakış açısı. Sol olarak biz de insani duygusal süreçlerin anlamı üzerine daha fazla düşünmeliyiz ve daha insani daha vicdani pozisyonlar tutabilmeliyiz. Bu erkekçi hız anlayışını besleyen-büyüten yerler ve siyasi pozisyonlara karşı çok daha uyanık olmalıyız. Ayrıca en azından şehirlerin yeniden inşasının planlanmasının da bu ortak süreye ihtiyacı var.