POLİTİKA

1 Mayıs, insanlık tarihinin tek yüz akı sınıfı; işçi sınıfı ile…

Kırmızı Gazete 9. sayısında yayımlanmıştır. Erdoğan’ın tatmış olduğu 31 Mart tarihi seçim yenilgisine karşı ne yapacağı henüz meçhul. Biraz yakın tarih üzerine düşünmüş her fani, sevinirken dahi dilini ısırır. Nitekim kendini seyrettiği “mucize ayna”, bir seçim...

31 Mart 2024 yerel seçimleri üzerine.

1. Yerel seçim sonuçlarının Türkiye siyasetinde yapısal bir değişime yol açma ihtimali vardır. Rejimin ekonomik saldırı programının sonucu olarak işsizlik, pahalılık artmış, bu saldırılara karşı tepki AKP ve MHP blokundan uzaklaşma olarak sandığa yansımıştır. 2....

AKP’nin “Kurum”sal İşleri

ÖMER DEMİRCİ 31 Mart yerel seçimi, Saray için büyük bir anlam taşıyor.  2019 da kaybedilen İstanbul ve Ankara gibi metropollerin geri alınması için tüm devlet olanakları AKP adayları için seferber edilmiş durumda. Demokratikleşme Vaadinden Saray Rejimine AKP’nin...

AKP ve MHP Gerici İttifakını Durduralım

KIRMIZI GAZETE YAYIN KURULU 1.Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından kurulan hükümeti üçüncü Milliyetçi Cephe hükümeti olarak tarif etmiştik: “Yeni MC hükümeti; siyasal İslamcı ve aşırı sağcı çetelerin, devlet içi çeşitli derin hücrelerin,  inşaat oligarşisinin,...

KIRMIZI GAZETE 8. SAYI ÇIKTI!

KIRMIZI GAZETE YAYIN KURULU Okurlarımıza, Yerel Seçimler, İliç maden Cinayeti, MESS Grevleri ve 8 Mart dosyasının da olduğu yeni sayımızı sunuyoruz. Sevgilerimizle, kirmizi-gazete-sayi-8İndir

KIZIL DOĞU… DEVRİMİ YAYAN BİR TREN

MURAT YAKIN 1920 yılının ağustos ayında, Red East "Kızıl Doğu" propaganda treni Türkistan’a yönelik ikinci turuna başlıyordu. Dünyanın ilk işçi devleti Rusya içlerinde karşı devrimle ölümüne bir savaşa tutuşmuşken, devrim sadece Avrupa’ya değil, Asya’nın içlerine...

KIRMIZI GAZETE 5. SAYI ÇIKTI

KIRMIZI GAZETE YAYIN KURULU KIRMIZI-GAZETE-SAYI-5-EKIMİndir
KİLİDİN ANAHTARI İŞÇİ SINIFIDIR

KİLİDİN ANAHTARI İŞÇİ SINIFIDIR

Hakkı Yükselen Seçimler “yarı demokratik” ve tamamen eşitsiz koşullarda gerçekleşti. Ayrıca pek çok bölge ve sandıkta iktidar koalisyonu yararına hile ve usulsüzlük, YSK listelerinde de ciddi “kaydırmalar” olduğu anlaşılıyor. İlk elde ortaya çıkan sonuçlar rejim...

SAĞ VE DAHA FAZLA SAĞ

SAĞ VE DAHA FAZLA SAĞ

Ziya Zarif Türkiye’de, 28. Dönem parlamento seçimleri tamamlandı ve Millet İttifakı (esasen yalnızca CHP) ile Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan oluşan muhalefet bloku, kitlelerinin beklentilerini karşılayamadı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kürt vilayetleri muhalefetin...

SEÇİMLERE AZ KALA

SEÇİMLERE AZ KALA

Hakkı Yükselen Seçimlere çok az kaldı. Heyecan had safhada. Ancak bu sadece seçimlerin sayısal sonuçlarıyla sınırlı bir duygu yoğunlaşması değil. Endişe yönü ağır basıyor: Hem Türkiye’yi nasıl bir geleceğin beklediği konusunda, hem de seçim sürecinde...

AKŞENER’İN GİDİŞİ…

AKŞENER’İN GİDİŞİ…

HAKKI YÜKSELEN Akşener, “6’lı Masa’nın diğer 5 bileşenine yönelik son derece ağır sözler ve siyaseten saldırgan bir tavırla Millet İttifakı’ndan ayrıldı. Patlak veren sorunun “seçilebilir aday” konusuyla ilgili olmadığı açık. Bunlar, biz “ölümlülere” has duygularla...

DEPREMDEN SONRA -1

DEPREMDEN SONRA -1

Toplumun kahir ekseriyetini oluşturan emekçi ve yoksullar çeşitli felâketler eşliğinde giderek ağırlaşan bir “beka” (hayatta kalma) sorunuyla karşı karşıya olsalar da bu rejim altında devleti yönetenlerin başka dert ve önceliklerinin olduğu depremle birlikte bir kez daha ortaya çıktı. Doğal nedenlerin ardına saklanmak isteseler de, yer üstünde kendi elleriyle hazırlayıp büyüttükleri bir felâket karşısındaki başarısızlıkları çok sert eleştirilere neden oldu.  Felâketin açığa çıkardığı acı gerçekler ve bu gerçeklerin yaygın bir biçimde ve yüksek sesle dile getirilmesi, zaten uzun süredir burnundan soluyan muktedirlerin daha da asabileşmesine neden oldu. Öfke ve endişelerinin görünür nedeni çürüyen rejimin vardığı nokta ile ilgili görünse de, ortada iktidar sahiplerinin sınıfsal bilinçlerinden kaynaklanan bir “refleksin” de olduğu düşüncesindeyiz

İnsani yas süreçleri ve Hız Faşizmi Üzerine

İnsani yas süreçleri ve Hız Faşizmi Üzerine

Tekbir seslerinin ve selaların eşliğinde ve enkaz altında hala hayatta olanlar bile varken molozlar bir yandan kaldırılmaya başlandı.

AKP insanlara ne başına geleni anlama-idrak etme hakkı tanıyor, ne de yas biçimlerini yaşama hakkı.  Bu konu muhalefetin de kafasını karıştırıyor sanırım. Hız hep olumlu bir şey olarak algılanıyor.

Duyguların ihtiyaç duyduğu zamansallığı es geçiyor. Kimi zaman muhalefet bu hızı zorlayan bir konum bile tutabiliyor. Oysa şu an talep edilmesi gereken 1 ay kadar alana dokunulmaması, insanlara yaslarını yaşayacak bir alan ve zaman tanınması. Alevi ve Hristiyanların özgün süreçlerine saygı gösterilmesi gibi şeyler.

Türkiye tarihinin en büyük doğal afetinde, böylesi büyük bir kolektif yas sürecinde 1 yıl içinde şehirlerin yeniden yapılacağının söylenmesi doğrudan insanı es geçen, önemsizleştiren bildik bakış açısı. Sol olarak biz de insani duygusal süreçlerin anlamı üzerine daha fazla düşünmeliyiz ve daha insani daha vicdani pozisyonlar tutabilmeliyiz. Bu erkekçi hız anlayışını besleyen-büyüten yerler ve siyasi pozisyonlara karşı çok daha uyanık olmalıyız. Ayrıca en azından şehirlerin yeniden inşasının planlanmasının da bu ortak süreye ihtiyacı var.